Göç Günlükleri

Göç Günlükleri

Göçün ilk Haftaları

Şuan yeni bir ülkede, yeni bir evde, tanımadığım kokuların ve seslerin içinde yazıyorum

Göç Günlükleri's avatar
Göç Günlükleri
Aug 27, 2025
2
1
Share

Şuan yeni bir ülkede, yeni bir evde, tanımadığım kokuların ve seslerin içinde yazıyorum. Taşınmanın ilk haftaları, dışarıdan görüldüğü kadar heyecanlı değil. Bunu, daha çok, karmaşık, yorucu içsel ve dışsal bir yolculuk olarak tarif edebilirim… Temmuz, 2017

Yeni Hayata Doğru

Bu satırları, sekiz yıl önce Türkiye’den Almanya’ya göç ettiğimizde not almıştım. İlk günlerin ağırlığını hâlâ çok net hatırlıyorum.

Göç, bavullarla yapılan eğlenceli turistik bir yolculuk gibi algılansa da böyle bir deneyim değil. Yaşadığın evden çıkarken kapıyı son kez kapatırken, bir binadan değil bir hayattan ayrılıyorsun. Ayrılık ise -çoğu zaman, çoğumuz için- acıtan bir yaşam deneyimi.

Belki de ağır duyguları haffiletmek ihtiyacıyla, farkında olmadan konuştuğum herkese “Almanya’ya göç ediyoruz” yerine “Almanya’ya taşınıyoruz” dediğimi çok sonraları farkettim.

İlk Adımlar

Göç ederken, bir yanım bunun dönüşü olmayan bir yolculuk olduğunu biliyordu. Diğer yanım ise sanki kısa bir seyahate çıkmışım havalarındaydı. Kendi içimde böyle çelişkiler devam ederken, dışarıda vedalar, ağır bavullar, pasaport kontrolleri, yollar ve yolculuklarla uğraşıyordum…

Üstelik hazırladığın bavulların ağırlığı sadece kilo ile ölçülmüyor. İçinde olmayanlar çoğu zaman daha ağır: Belirsizliğin heyecanı, bırakılanların özlemi, suçluluk duygusu, bilinmeyenlerin endişesi…

Frankfurt’ta uçaktan inip yeni evin yolunu tuttuğumuzda, “Yeni Hayat” denilen o fenomene de giriş yapmıştık.

Yeni eşyalar, kokular, dokular, yeni su, yeni hava… Her şey tanıdık ama aynı zamanda yabancı. Su yine H₂O, hava yine Oksijen; ama kokusu, tadı, dokusu farklı. Gözle görülmeyen elle tutulmayan minicik nüanslar değişikliği iliklerinde hissettiriyor.

Etrafta anlamadığım bir dil konuşuluyor, sesler, sessizlikler, günün akışı, zamanın hızı o güne dek alıştığımdan bambaşkaydı.

Yine de eski alışkanlıklarıma ayarlı zihnim ve bedenim kurulmuş saat misali zamanın bir noktasında onlara geri dönecekmişim gibi sadakatle bekliyordu.

Bu nedenle, ilk zamanlarda gece vakitsiz uyandığımda sık sık kendime Almanya’da olduğumu hatırlatmam gerekti, ki güne daha iyi ayak uydurabileyim.

Bir Denizin İçinde

O ilk aylarda beynim yeni bağlantılar kurmaya, bedenim yeni fiziksel ortamına ayarlanmaya çalışırken, denize düşmüş, yüzmeyi bilmeden çırpınan biri gibiydim. Gün boyu suyun üzerinde kalmaya, boğulmamaya çabalıyordum. Kulaçlarım güçsüzdü; birkaç metre öteyi göremiyordum.

Anılar, özlemler ve hüzün dalgaları üzerime çöküyordu. Bedenim yeni çevreye adapte olmaya uğraşırken zihnim hâlâ eski kokulara, seslere, insanlara tutunuyordu. Bazen çocukluk anılarına, bazen eski şehrin sokaklarına savruluyordum.

Denizin dibine batıyormuş gibi hissettiğimde eski hayatımda da çoğu zaman nefessiz kaldığımı hatırlatıyordum kendime. Bu yeni hayatın, bana farklı bir yol açması için çaba dolu bir bekleyişte epeyce kalmam gerekti.

Kimlikler ve İlişkiler

Göç ederken işimden de ayrıldığımdan, ilk aylarda, sadece “anne” ve “eş” kimliklerimle başbaşaydım. Çocuklara güvenli bir alan sunmaya, oyun ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyordum. Bir yanım sürekli annemin küçüklüğümdeki karbon kopyası gibiydi; adeta onun bazı yaşantıları “yeni hayatımda” benimle birlikte su yüzüne çıkıyordu.

Eşimle yeni hallerimize alışmaya çalışıyorduk. Aynı frekansta olduğumuz anlar oluyordu ama alışma konusuna gelince kesinlikle farklı frekanstaydık. Eşimin yeni hayatımızdan memnun hali bana alışamadığımı gösterip duruyordu adeta.

Ben kararımızı sorgulamaya kadar giden zihinsel süreçlere girerken, eşim herşeyin olması gerektiği gibi olduğundan emindi. Her ne kadar onun yaklaşımının doğru ve faydalı olduğuna inansam da yeni ortama duyduğum direnç yükseldiğinde duygularımla başbaşa kalmak hoşuma gitmiyordu.

Her göçte ve her ailede böyle olmuyor ama göç etmek ortak kararları olduğu halde, bunun birçok çift arasında yaşandığını gördüm. Göçle ilgili roller çiftlere dağıtılmış gibi. Bir taraf alışma görevindeyken diğer taraf direnç görevini üstleniyordu adeta.

Küçük Dayanaklar

En başlarda kendimi yemek yapmaya, ev düzenine, çocuk bakımına ve kitap okumaya veriyordum. Aslında bunlar değişimimin en büyük habercisiydi. Yetişkinlik hayatım boyunca ev işlerini sevmemiş ve özellikle uzak kalmıştım, çocuklara yeterli vakti ve enerjiyi ayıramamıştım. Kitap okumaksa zaman zaman hayatıma girip hızlıca çıkmıştı. Almanya’daki hayatımda bunların zamanla radikal olarak değişecekti.

Haftada bir iki defa bir stüdyoya uğrayıp yoga yapabilmek, dışarıyı keşfetmek gibi küçük hedeflerim vardı. Bunları oturtabilirsem, kendim için de bir şey yapmış olacağımı hissediyordum.

İçsel Kırılmalar

Enerjim bazı günler çok düşüyordü. Belki de zihnim içe dönmeye ihtiyaç duyuyordu ama dinlenmek için zaman bulmak zor oluyordu. Zaman bulsam içim elvermiyordu.

O dönemde engelleyemediğim bir şekilde, yeniyle eskiyi, ülkeleri, sistemleri, insanları, yaşantıları kıyaslıyordum. Elbette işin içinden çıkmak mümkün değildi ama zihnim durmuyordu. Bu karşılaştırmalar bir yandan yeni dinamikleri anlamama yardımcı olurken diğer yandan huzuru geciktiriyordu.

Bir gün, bir yerde “Ruhun karanlık gecesi” kavramını okuyunca içinde bulunduğum durumu tanımlayabileceğini düşünmüştüm… Karanlıkta yolumu bulmaya çalışıyordum adeta. Yetişiğim normlara uymak zorunda değildim ancak bu özgürlük yerine büyük bir karmaşaya yol açıyordu. Ayrıca bu kez de yetişkin zihnimle sorguladığım yepyeni gerçeklikler sözkonusuydu. Artık sahte değildim, mış gibi yaptığım birçok deneyimden kurtulmuştum ama henüz yeni gerçeğime de epeyce uzaktım.

İşte benim hikâyem böyle başladı: yabancı sokaklarda ilk adımlar, bir denizin içinde çırpınma hissi…

Şimdi bu satırları yazarken şunu düşünüyorum: Belki de göç, aslında yeni bir hayat kurmaktan çok, kendi içimizde yeni bir ben kurmaktır. Sizce de öyle mi?”

📌Sizin göçün ilk haftalarında hissettiğiniz en ağır şey neydi? Yorumlarda buluşalım.

2
1
Share
© 2025 Göç Günlükleri
Privacy ∙ Terms ∙ Collection notice
Start writingGet the app
Substack is the home for great culture